Arafat
Hakkında
"Arafat dağıdır bizim dağımız, Orda kabul olur dualarımız." (Y. Emre)
Mekke-i Mükerreme’nin 25 km güneydoğusunda, Taif yolu üzerinde yer alan Arafat, Hac ibadetinin en önemli rüknü olan vakfenin yapıldığı mukaddes alandır. Doğudan batıya yaklaşık 6,5 km, kuzeyden güneye 11-12 km ölçülerinde olan bu sahanın toplam yüzölçümü 13,68 km²dir.
Arafat ismi, birkaç farklı nedenle açıklanır:
-
“Marifet”ten türediği ve insanların burada birbirlerini tanıyıp bildikleri yer olduğu belirtilir. Rivayete göre Hz. Âdem ile Hz. Havva, yeryüzüne indikten uzun süre sonra Arafat’ta buluşmuş ve birbirlerini tanımışlardır.
-
Bir diğer rivayete göre “Arafat” kelimesi, itiraf anlamına gelir. İnsanlar burada Allah’ın yüceliğini ve kendi acizliklerini kabul ederek günahlarını itiraf ederler. Nitekim Hz. Âdem ve Hz. Havva da Arafat’ta şöyle yalvarmışlardır:
“Ey Rabbimiz! Biz nefislerimize zulmettik. Eğer sen bizi bağışlamaz, bize acımazsan biz perişan olanlardan oluruz.” (A’râf, 23)
Bu yalvarmalarına mukabil Allah Teâlâ, “şimdi kendinizi bildiniz” anlamında (عرفتم) buyurmuştur.
Dünyanın dört bir yanından gelen hacılar, ataları Hz. Âdem ve Hz. Havva’nın yaptığı gibi burada birbirleriyle görüşür, tanışır ve günahlarını itiraf ederek Allah’tan af dilerler. Af dileyenler, Cenâb-ı Hakk katında temizlenip güzel bir kokuya (Arf) sahip olurlar; bu sebeple mekâna “Arafat” adı verilmiştir.
Tarihi kaynaklarda, Arafat’ta arefe gününde Mekkelilerin kaldığı bahçeler ve güzel mekânlar bulunduğu belirtilir. Zamanla bu eserlerden çoğu yok olmuş, ancak XX. yüzyılın ikinci yarısından itibaren yürütülen kapsamlı ağaçlandırma çalışmalarıyla Arafat tekrar yeşil bir mekân hâline gelmiştir. Ayrıca hacıların Müzdelife’ye geçişini kolaylaştırmak için, Arafat’ı buraya bağlayan dokuz ayrı yol inşa edilmiştir.